12 Eylül 2013 Perşembe

YANDI/BİTTİ/KÜL OLDU


Kızarmış ekmek kokusu gibi
Tanrının varlığı bir bahar sabahında.
Fazla kızarmış kalbimin kırıkları
kucağıma doluyor her ısırışımda.
Karıncalar hayallerime üşüşüyor 
ekmek kırıntıları yerine.
Kendime soruyorum:
-Bir çay daha?  
-Açık lütfen
Limonata rengi çay dolduruyorum bardağıma
çaydanlığı olabildiğince yukarda tutarak.
Sonra babam geliyor aklıma
Pazar kahvaltılarında çay koyuşları.
Çocukluğum…
Eski bir komidinin alt çekmecesi
yıllardır açılmayan
İçinde kırmızı bir ruj
annemden kalma.
Bir kitap ve arasında bir fotoğraf
abim iki yaşlarında,
annemle babamın kucağında.
Hatıralar…
Rengarenk bir dikiş nakış kutusu
küçük  bir çocuğun elindeki.
-Şeker? 
-Ah mersi...
 Annemle komşuculuk oynayışlarımız.
-Komşu, komşu !-Hu, hu!-Oğlun geldi mi?-Geldi-Ne getirdi?-İnci, boncuk.-Kime, kime?-Sana, bana.-Başka kime?-Kara kediye-Kara kedi nerede?-Ağaca çıktı-Ağaç nerede?-Balta kesti-Balta nerede?-Suya düştü.-Su nerede?-İnek içti.-İnek nerede?-Dağa kaçtı.-Dağ nerede?
“Yandı, bitti kül oldu.”

4 yorum:

  1. Selamlar. Güzel, keyif verici bir manzume. Çok hoşuma gitti. Resim de harika, tam uymuş bu dizelere.

    Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba.Çok teşekkür ederim. Böyle şeyleri duymaya ihtiyacım var zira tek okuyucu kitlem sanırım siz'siniz:)

      iyi geceler.

      Sil
    2. Bir başıma ne kadar büyük bir kitle ediyorumdur acaba, bir an düşününce ilginç geldi. :) Şaka bir yana, blogger'ların fazla canlarını sıkmamaları lazım. Zamanla çoğalıyor okuyucular. Burası okumayı sevmeyen insanların ülkesi ne yazık ki. Sen yaz, denize at, okuyan okur. Ben öyle yapıyorum. :

      Sağlıkla...

      Sil
  2. Tek kişilik dev kadro:)
    Aslına bakılırsa okunup okunmamakla fazla ilgilenmiyorum. Burayı yazılarım derli toplu dursunlar diye açtım. Yazılarımı paylaşma konusunda utangacım biraz. Lakin okuyan,takdir eden olursa ne ala:)

    Hoş kalın.

    YanıtlaSil